Yapım tarihi bilinmeyen Hubyar Türbesi sekizgen planlı olup kesme taştan yapılmıştır. Üst örtü duvarının devamı olarak sekizgen biçimli piramidal yapıya sahiptir. Duvar yüzeyleri büyük oranda mozaik ile kaplıdır. Şekil olarak aslına sadık kalınarak bir çok kez tadilattan geçmiştir yapılan bu tadilatlarda iç ve dış yüzeyleri aslına uymayarak tamamen betonla sıvanmıştır. Türbe içerisinde yer alan sanduka 140x290x150 cm boyutlarında ve betonarmeden yapılmıştır. Türbenin iç alanı elli metre karedir, Türbeye batı kısmında dar ve alçak bir kapıdan girilir . kapının dar ve alçak olması türbeye eğilerek girilmesini sağlar .Batı tarafından kapıyla doğu, güney ve kuzeyden de üç adet camla türbenin güneş alması sağlanır. Türbenin iç güney duvarında çöfer alma yeri vardır. Sandukanın alt batı kısmında kapıya bakan tarafta bir tuğla genişliğinde delik vardır.
Hubyar Türbesi
HÜSEYİN ABDAL VE HASAN ABDAL TÜRBELERİ
HÜSEYİN ABDAL
Hubyarın üç torunundan birisidir.Diğer torunları Kenan Şeyh ve Ali Dededir.Hüseyin Abdal dede ve cem aşığı olduğu için çoğunlukla günlerini talip köylerinde geçirirmiş.Çok sayıda deyiş ve duazimamları vardır.Uzun bir süre KARABALÇIK köyünde kalmıştır.Halen evi ziyaret ve cem evi olarak hizmet vermektedir.Kanber'in oğlu (Aşık Mehmet)'in anlattığına göre; köyde büyük bir salgın hastalık başgöstermiş.Hüseyin Abdal Elmabeli denen yerden kerametini göstererek bir su çıkartıyor ve halen yolun kenarında çeşme olarak kullanılıyor.Bu sudan içenlerde hastalık kalmıyor.
Tekeli yaylasında Hüseyin Abdal avlusu vardır.Yaylada yapılan cemler orada yapılırdı.
HASAN ABDAL
Sivas kadısı 1590 lı yıllarda bir ferman yayınlar.Okçular Sivas'ta toplanır.Kabak yazısında; atış yarışmalarına katılırlar.Kabağı vuran kürdistan beyliğine gidecek denir.Hasan Abdal onyedi yaşındadır,bir atışta kabağı vurur.(Sivas'ta kabak yazısı ve kabak tekkesi vardır).Hasan Abdal ödül olarak Beyler Beyliğine gönderilir.On sekiz yıl kendisinden haber alınamaz.Tekeli yaylasına bir gün göçebe bir gurup gelir,çadır deresine 40 çadır kurarlar.Yaylaya yabancılar yerleşti diye köy halkı göçebelerin gitmelerini ister.Hasan Abdal kendisini tanıtmaz,yağ ve peynir karşılığı 40 gün mühlet ister.Kenan Şeyh ve Ali Dede halkın başındadır.Halktan biri bu yabancı değil Hasan Abdal'a benziyor der.Kimse inanmaz 40 gün sonra Tekke halkı günün doldu,burdan git yoksa şikayet ederiz derler.Hasan Abdal tekeli yaylasına aldığı Beratı (bürümeyi) çıkartır.Ben Hüseyin Abdal'ın oğluyum der,ahali başından dağılır.
Hasan Abdal Karabalçık'ta bulunan babası Hüseyin Abdal'ı getirir.Hüseyin Abdal bir nutuk eder; oğlum senin türben benimkinden yüksek olsun der.Hasan Abdal'la gelen çadırlı kafilede orta yayla denen bölgeye yerleşirler.Hubyar Dededen yüksekte duramayız diyerek asarcık köyüne,oradan da bir kısmı gidip Tokat Turhal Hasanlı köyünü kurarlar.
Yaşı henüz belli olmayan Hubyar çamı kalın gövdeli başında yedi kalın dala sahip olan görkemli bir çamdır. Kapladığı alan yaklaşık yetmiş metre kare civarındadır.Toprak üzerine çıkan kökleri kalındır. Hubyar’ın Bekülü'de bulunan Bek Dede ile oturup sohbet ettiği yer olarak bilinir. Hubyarın burada dinlendiğine rivayet edilir.
Hubyar Çamı
Hubyarın sokusu iki adettir Bir tekeli yaylasında diğeri türbenin olduğu yerdedir.Soku büyükçe bir taş kütlenin içi oyularak yapılan yaklaşık üç uruplağa buğday alan içi oyuk taş kütledir. Kaynatılıp kurutulmuş buğday iki kişinin karşılıklı vurduğu ağaç tokmakla dövülerek buğday kepeğinden ayrılması sağlanır. Kepeğinden ayrılan buğday bulgur,yarma,hedik, vb olmak üzere el değirmeninde işlenmeye hazır hale gelir.
Hubyar Sokusu
Hubyar’ın atının ayağının izi olduğuna rivayet edilir.Asıl yeri yayla yolu üzerinde orta yayladadır.Bir metre kare çıvarındadır ziyaret deki iz bir atın ön ayağının bilekle birleştiği eklem yerinin aynısındır.Hubyar mensuplarınca kutsal sayılır .Hiç bir Hubyarmensubu kutsal saydıkları yerleri sökmez değiştirmez yalnız Hubyar’ın atının ayağının izi olan ziyaret Hubyarlı bir aile tarafından sökülmüştür.
Hubyar’ın atının ayğının izi
Hubyar’ ın kendisi tarafından yapıldığıve yedi koyununun sütüyle çalıştırdığına rivayet edilir.Hubyar değirmeni ilk yeri dere yatağının olduğu yerdir bir çok kez tadilattan geçmiş bu tadilatlar neticesinde dere yatağından alınarak yaklaşık elli metre yukarı şimdiki yerine yapılmıştır.Eski duvar taşları kullanılarak yapılan değirmen altmış metre kare alan sahiptir girişi Batı kısmından olup güney kısmında bir ocak başı mevcuttur.Doğu kısmında bulunan değirmen çalışır durumdadır.Eski değirmen taşı girişin dış yüzeyinde duvarın içindedir
Hubyar Deg.
Tokat’ın Turhal ilçesi Çaylı beldesindesin üst kısmında dere mahallesindedir.Hubyar Sultanın asası ile suyu çıkarttığına rivayet edilir.Hubyar kuyusu yaklaşık bir metre çapında dır. Ne kadar su alınırsa alınsın su eksilmez ,yapılan ölçümlerde kuyu suyu olmasına rağmen bölgenin en temiz ve en yaralı suyudur. Üzeri camla kapatılan hubyar kuyusunun cevre düzenlenmesi yapılmıştır.
Hubyar Kuyusu
Tekeli Dağı ( Dokuzlar) Denizden yüksekliği 2643 metredir.Tepenin tam zirvesindedokuz ocak ziyaret yeri vardır .Hubyar mensuplarındaki her sülale kendi ocaklarını bilir ve ocaklarında kurbanlarını pişirilirler.Bölgedegüneşin doğuşu en güzel buradan dokuzların tepesinden izleriniz.
Dokuzlar
Hubyar Sultanın tahta kılıcı ile kestiğine rivayet edilir.Gürgen çukurunun bitimindedir. Yaklaşık bir metre yüksekliğinde iki metre enindedir. Ortasından boydan boya kesilmiş bir şekilde duran ziyaretin kesik derinliği yaklaşık bir metre eni ise on santimetre çıvarındadır
Kılıç kesen
Hubyar Türbesinin tam karşısında dik bir yamaçtadır. Yanmış bir çam ağacı ile su gözeleri vardır. Çocukları olmayan aileler bu gözlerden su içerek çocuklarının olması istemiyle dilek de bulunur adaklar adarlar.
Sersem
Hubyar’ın yedi koyununu koyduğu yer olduğuna rivayet edilir.Yayla yolu üzeri kapulu kayanın kuzey kısmında yer almaktadır.Kaya üzerine oyulmuş bir şekilde duran ziyaretin çapı bir metre eni ise yirmi beş santimetre cıvarındadır
Yedi koyun sıgdıgı yer
Gönül Ananın kabri olduğuna rivayet edilir.Tekeli dağının (dokuzların) eteğinde tekeli yaylasının üstünde yaklaşık beş top sahası genişliğindeki meydan denilen yerin batı kısmındadır Eski hali dört metre uzunluğunda yarım metre genişliğinde yirmi beş santimetre yüksekliğindedir .Tarihi bilgilerde Gönül Ana Hubyar Sultan’ ın eşi, Yalıncak Sulan’ ın kızıdır